Bağımsızlık Yolu'ndan Disiplin Tüzüğü ve Çocuk Hakları Üzerine Değerlendirme

Bağımsızlık Yolu'ndan Disiplin Tüzüğü ve Çocuk Hakları Üzerine Çarpıcı Açıklamalar

Bağımsızlık Yolu (BY) Parti Meclisi üyesi Cansu N. Nazlı, disiplin tüzüğünün çocukların temel haklarına ve özgürlüklerine ciddi tehditler oluşturabileceğini dile getirerek, bu düzenlemenin potansiyel tehlikelerine dikkat çekti. Nazlı, özellikle çocukların serbest irade geliştirebilecekleri bir erişkinliğe ulaşana kadar baskıya maruz bırakılmasının yanlış olduğunu vurguladı.

BY’den yapılan açıklamaya göre, Nazlı, Genç TV ekranlarında Meltem Sonay ile gerçekleştirdiği Gündem programında, güncel tartışmalara dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Disiplin tüzüğüyle ilgili ilk başvurunun öğretmen sendikaları aracılığıyla anayasa mahkemesine yapıldığını ve geçtiğimiz günlerde yapılan ikinci başvurunun ise bu sürecin devamı olduğunu belirtti.

Nazlı, anayasa mahkemesinin sadece anayasalara aykırılık kapsamında değerlendirme yapabileceğini, bu nedenle yargılamanın oldukça dar ve teknik olacağını ifade etti. Ayrıca, tüzüğün anayasaya aykırı olduğunu savunarak, bu konuda kamuoyunu bilinçlendirme amacıyla detaylı bilgiler paylaştı.

Disiplin tüzüğüne karşı çıkan öğretmen sendikaları ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin en büyük kaygısının, konunun 18 yaşından küçük çocuklar ile ilgili olması olduğunu belirten Nazlı, çocuk hakları ve özgürlükleri açısından bu düzenlemenin tehlikeli olabileceğine işaret etti.

Ülkedeki mevcut gerçeklere dikkat çeken Nazlı, hiçbir zaman yetişkinlerin başörtüsü takmasıyla ilgili temel bir sorun olmadığını ve bu gibi olmayan meselelerin gereksiz yere empoze edilerek, çocukların toplumsal ve psikolojik açıdan olumsuz etkilenmesine neden olmaması gerektiğini vurguladı.

Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne de değinen Nazlı, ailelerin çocuklarını kendi inanç ve değerlerine göre yetiştirme hakkının temel bir hak olduğunu, ancak bu hakların çocukların üstün menfaatleri gözetilerek kullanılmasının esas olduğunu belirtti. Ayrıca, çocukların serbest irade geliştirebilmesi ve baskı altında kalmadan kendi kimliklerini oluşturabilmeleri gerektiğine vurgu yaptı.

Ergenlik döneminde çocukların baskıya maruz kalmasının onların sosyal yaşamda dışlanma, kimlik karmaşası ve psikolojik sorunlar gibi olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Bu nedenle, eğitim ve toplum düzenlemelerinin bu hassas dönem göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Din İşleri Dairesi’ne ayrılan bütçenin artırılması konusuna da değinen Nazlı, Sosyal Hizmetler Dairesi’nin faaliyetlerinin ve toplumdaki öneminin altını çizerek, bu kurumların daha aktif ve etkin hale getirilmesi gerektiğini savundu.

Kapalı alanlara yönelik önemli bir eleştiri getiren Nazlı, özellikle gece kulüplerinin kapatılmasını ve son zamanlarda artan intihar vakalarıyla ilişkilendirilen gece eğlence mekanlarının yetkili kurumlar tarafından ciddi şekilde denetlenmesi gerektiğine işaret etti. Ayrıca, insan ticareti ve cinsel sömürünün yasalara göre suç olduğunu ve bu suçlara karşı kararlı mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.