Ediz Hun’un Kıbrıs Sevgisi ve Sinema Yolculuğu

1960-1970’lerde Kıbrıs Türk halkının yaşam mücadelesi ve sinema tutkusuyla dolu yıllar

1960’lar ve 1970’ler, Kıbrıs Türk halkı için hem ekonomik hem de sosyal açıdan zorluklarla dolu bir dönemdi. Bu yıllarda en büyük eğlence kaynağı olan ve toplumun ortak tutkusu haline gelen sinema ve Yeşilçam filmleri, halkın ruhunu besleyen önemli unsurlardı. O dönemin unutulmaz oyuncuları ve filmleri, halkın hafızasında yer etmiş ve nesiller boyu anlatılagelmiştir.

Ediz Hun’un ilk ziyaretleri ve Kıbrıs’a olan derin bağları

Türk sinemasının en sevilen yüzlerinden biri olan Ediz Hun, 1974 yılı Mayıs ayında Kıbrıs Türk Gazeteciler Cemiyeti’nin ödüllerini almak üzere adaya gelir. Bu ziyaret sırasında, Rauf Raif Denktaş’la birlikte adayı detaylıca gezerek, Barış Harekatı öncesinde varoluş mücadelesi veren mücahitlere moral ve destek sağlar. Hun’un Kıbrıs’a olan sevgi ve bağlılığı bu ilk ziyaretle başlar ve yıllar içinde çeşitli fırsatlarla adaya gelerek halkla iç içe olmayı sürdürür.

50. yıl dönümünde duygusal anlar ve mücahitlerle buluşma

Geçtiğimiz yıl, Ediz Hun’un Kıbrıs’a ilk gelişinin 50. yıl dönümünde, Kıbrıs’a tekrar dönerek, şehit yakınları ve gazilerle buluşma fırsatı oldu. Bu anlamlı ziyarette, Denktaş’ın mezarını ziyaret etti, mücahitlerle hasret giderdi ve ilk günkü heyecanını yeniden yaşadı. Ziyaret sırasında, Kıbrıs’ın gelişimini gözlemledi ve "50 yıl önce geldiğimde adanın gelişmekte olan bir şehir olduğunu görüyordum. Şimdi ise her yerde modern yapılar ve eğitim kurumları var. Bu büyük bir ilerlemedir." dedi.

Toplumsal değerler ve barış arzusu

Ediz Hun, Kıbrıs’taki yaşamın ve halkın değerlerini övgüyle anlatırken, adanın bir kahramanlık destanı olduğunu vurguladı. "Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadelenin ve kazandığı hakların devam etmesi, ülkenin birlik ve beraberlikle güçlenmesi gerekir" diyerek, kalıcı barışın ve eşit hakların sağlanmasının önemine değindi. Ayrıca, dünya liderlerinin 50 yıl içerisinde yapacağı olası hataların önüne geçmek ve barışa ulaşmak adına herkesin sorumluluk sahibi olması gerektiğinin altını çizdi.

Kıbrıs’taki yaşam ve ruh hali

İstanbul’dan Kıbrıs’a gelen Ediz Hun, burada yaşamın kendine has bir ruhu olduğunu belirtti. "Kıbrıs’ta mistik ve duygusal bir hava var. İnsanlar sıcak, samimi ve cana yakın. Burada biyolojik saat daha huzurlu işliyor. Genç olsaydım, burada yaşamak isterdim" diyerek, adanın doğal güzellikleri ve insanlar arasındaki samimiyeti övdü. Ayrıca, Kıbrıs’ın Akdeniz’in incisi olduğunu ve buradaki yaşamın insanlara kattığı huzuru vurguladı.

Filmler ve aşk teması

“Kıbrıs’ta bir film çekseydi, konusu ne olurdu?” sorusuna hiç düşünmeden “aşk” yanıtını verdi. Eski filmlerin daha sıcak ve romantik olduğunu, günümüzde ise aşkın anlatım biçimlerinin değiştiğini belirtti. "Eskiden filmler daha samimi ve içten olurdu. Sevgi, beden diliyle anlatılırdı. İnsanlar, karşılıklı bakışlar ve dokunuşlarla duygularını ifade ederdi. Kıbrıs ise tam anlamıyla bir aşk şehri, Porto Fino gibi" dedi.

Teknolojinin ve yapay zekanın filmler üzerindeki etkisi

Gelişen teknolojiler ve yapay zekanın, film sektörünü ve seyirciyle iletişimi olumsuz etkilediğini savunan Hun, "Eskiden teknoloji yoktu, ama duygu vardı. Şimdi ise yapay zeka ile birlikte yapay duygular da gelişti. İnsanlar, gerçek olmayan duyguları izliyor ve hayatlarına yansıtıyor" ifadelerini kullandı. Ayrıca, sinemaya gitmenin maddi olarak zorlaştığını ve insanların artık evde film izlemeyi tercih ettiğini dile getirdi. "Bir filmi evde izlemek, sinemadaki büyüleyici atmosferi yaşatmaz" diyerek, sinemanın ruhunu korumanın önemine değindi.

En unutulmaz filmleri ve rol hayalleri

Ediz Hun’a, en sevdiği filmler sorulduğunda, "Güllü", "Sonbahar Rüzgarları", "Sinekli Bakkal" ve "Ankara Ekspresi" gibi eserleri saydı. Ancak, kendi oyunculuk kariyerinde en çok sevdiği ve evladı gibi gördüğü filmler olduğunu belirtti. Günümüzde uygun projeler olursa, yaşça büyük roller de dahil olmak üzere, tarihi ve edebi karakterleri canlandırmak istediğini ekledi.

Kıbrıs’a ve öğrencilere olan tutkusu

Kıbrıs’a olan sevgisi ve bağlılığı, onun en önemli motivasyon kaynaklarından biri. Girne Amerikan Üniversitesi’nde iletişim fakültesinde ders vermeye devam eden Hun, öğrencilere verdiği tavsiyeleri paylaştı: "Doğru olmak, prensip sahibi olmak ve en önemlisi disiplinli çalışmak. Başarı, şansa değil, azim ve disiplinle gelir." Ayrıca, her sabah erken kalkıp, sevdiği insanlarla vakit geçirmenin ve onların mutluluğunu paylaşmanın yaşamın en güzel yönleri olduğunu vurguladı. "Bunlar, hayatın anlamını oluşturan değerler" dedi.