Ekonomist Mehmet Saydam'dan Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Yasa Tasarısına Sert Eleştiri

Ekonomist Mehmet Saydam'dan Yasa Tasarısına Keskin Eleştiri

Ekonomist Mehmet Saydam, kamuoyunda büyük yankı uyaran ve tartışmalara neden olan "Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Yasa Tasarısı" hakkında önemli ve dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Sosyal medya platformları üzerinden yaptığı detaylı paylaşımda, söz konusu yasa tasarısının hem adaletsizlik barındırdığını hem de ülkenin bankacılık sistemi ve genel ekonomisi açısından ciddi riskler oluşturduğunu vurguladı. Saydam, yasa tasarısının adını bile "itibari" kelimesi ile süslenmiş olmasına rağmen, içeriğinde ciddi sorunlar olduğunu dile getirdi ve bu düzenlemenin ülke ekonomisine ve finansal istikrarına olumsuz etkileri olacağını belirtti.

Saydam, yasa tasarısının her yönüyle detaylandırıldığı açıklamasında, şu önemli noktaları öne çıkardı:

• Vergi oranı ve adaletsizlik: %3 gibi düşük ve amaçsız bir vergi oranı, adil olmayan ve hesap verme sorumluluğu taşımayan bir uygulama olduğunu dile getirdi. Kendisi, bu oranın %5-10 olmasının dahi yine ciddi adaletsizlik yaratacağını belirtti ve vergilendirme oranının, mevcut %37 vergi oranını ödeyen çalışanlar ve işverenler arasında eşitsizlik yaratacağını vurguladı.
• Kayıt dışı paranın beyan edilmesi ve riskleri: Yasa kapsamında, yurt dışındaki kayıtsız ve itibari olarak tanımlanan paranın beyan edilmesi talep edilmekte. Ancak, yaklaşık 40 milyon USD tutarında bu paranın ülkeye girişinde %3 vergi ödemesiyle birlikte, bu paranın ülke içinde kalıp kalmayacağı, yatırımlar olarak mı kullanılacağı yoksa başka bir yere mi döneceği konusunda ciddi soru işaretleri bulunduğunu söyledi. Ayrıca, bu paranın aklanması ve temizlenmesi için alınan önlemlerin, mevcut suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadele yasalarıyla çelişebileceğine dikkat çekti.
• Bankacılık sistemi ve uluslararası ilişkiler: Yasa kapsamında, ülkenin bankacılık sisteminin "itibari para" kabul etmesi ve piyasaya sürmesi konusunda ciddi endişeler taşıdığını belirtti. Özellikle, uluslararası işlemlerde kullanılan SWIFT kodlarının ve muhabir bankaların bu uygulamayı kabul etmeme ihtimaline karşı, sistemin ciddi anlamda zarar görebileceğini ifade etti. Bu durumun, bankaların uluslararası finansal işlemlerini ciddi anlamda olumsuz etkileyeceğine değindi.
• Güney Kıbrıs ve mülkiyet konuları: Yasa sonrası Güney Kıbrıs’ın, mülkiyet ve diğer hukuki meseleleri daha yüksek perdeden gündeme getirebileceğine dikkat çekti. Bu gelişmenin, iki taraf arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etkileyebileceği ve bölgesel istikrar açısından riskler taşıdığı görüşünü paylaştı.
• Ekonomik ve bütçe etkileri: Yasa ile 2025 bütçesinin nasıl dengeleceği konusunda da endişelerini dile getiren Saydam, bu düzenlemenin gerçekten bütçeyi dengelemek amacıyla mı yapıldığı yoksa başka gizli hedefler mi bulunduğu konusunda spekülasyonlar olduğunu belirtti. Ayrıca, yasa ile ilgili suistimal örnekleri vererek, yurt dışından veya içeriden 1 milyon USD’lik paranın getirildiğinde, %3 vergi ödenerek paranın geri gönderilmesi durumunda, bu paranın “itibari” olarak vergilendirilmeyeceğine vurgu yaptı.

  Saydam, yasa tasarısının sadece KKTC vatandaşlarına değil, her kesime ve her ülke vatandaşına açık olduğunu ifade etti. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs sınırları dışındaki ülkelerden nakit girişinin nasıl olacağı ve bu yasa kapsamında nakit paranın adaya nasıl getirileceği konusunda sorular yöneltti. Bu noktada, TC’den nakit çıkışının ve girişinin düzenlenmesine yönelik mevcut kanunlara işaret etti ve, bu yasa ile ilgili detaylı bir çalışma veya öngörü bulunmadığını belirtti.

  Sonuç olarak, Saydam, ülke ekonomisine ciddi zararlar verebilecek bu yasa tasarısının geri çekilmesi gerektiği görüşünü savunarak, “Gelecekte çok geç olmadan bu hatadan dönülmelidir” dedi. Ayrıca, yasa çalışmasının amacının ülke çıkarları değil, başka gizli hedefler taşıyabileceğine dikkat çekti ve "Bu yasa, ülkenin, vatanın, milletin ve vatandaşın değil; sadece belirli çıkarların ürünüdür" şeklinde ifadeler kullandı.

  Ek olarak, “Fiat Para” kavramına da değinen Saydam, bu tür paraların, değerini fiziksel bir ürün veya mal yerine, devletten alan ulusal yasal para olduğunu hatırlattı ve Bitcoin gibi dijital paraların ise bu yasa kapsamı dışında olduğunu belirtti. Enteresan bir detay olarak da, bu düzenlemenin, uluslararası finans sistemine uygun olmadığı ve ciddi riskler taşıdığı uyarısında bulundu.