Ersin Tatar'dan Kıbrıs Sorunu ve Güncel Yaklaşımlarına Dair Açıklamalar

Erken Dönemden Günümüze Kıbrıs Sorunu ve Çözüm Çabaları

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs sorununu uzun yıllardır çözüme kavuşturamayan temel nedenin, Rum tarafının Kıbrıs Türklerini göz ardı eden ve onları sözde küçük bir azınlık olarak gören tutum ve davranışları olduğunu vurguladı. Tatar, bu yaklaşımın halkımızın iradesini ve egemen eşitlik hakkını sürekli ve ısrarla reddettiğine dikkat çekti.

Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere Avrupa Birliği (AB) kurumlarını ve güneydeki muhatapları, Kıbrıs Türk halkına yönelik uygulanan izolasyonların ve engellemelerin kaldırılması yönünde güçlü bir şekilde çağrı yaptı. Ayrıca, egemenlik ve eşit haklar temelinde bir çözüm talebini bir kez daha dile getirdi.

Annın Planı Referandumunun 21. Yılı Anlamı

Ersin Tatar, 21 yıl önce gerçekleşen Annan Planı Referandumu’nun yıl dönümünü anmak üzere yazılı bir açıklama yaptı. Bu açıklamada, şu ifadeleri kullandı:

• 24 Nisan 2004’te, Kıbrıslı Türklerin, kalıcı bir çözüm umuduyla büyük çoğunlukla “evet” oyu verdiği bu plana rağmen, Rum tarafının %75’i aşkın bir oranla “hayır” dediğine dikkat çekti.
• Planın en güçlü destekçisi olan Avrupa Birliği’nin, o tarihten sonra verilen sözlere ve öncesindeki açıklamalara rağmen, Rum kesimini adanın sadece bir tarafını kurucu devlet olarak sayarak AB üyeliğine kabul ettiğini belirtti.
• Kıbrıs Türk halkının “evet” demesine rağmen, haklarının ve kurucu anlaşmalardan doğan temel hakların yok sayılmaya devam ettiğini vurguladı.
• AB üyeliğinin, halkımızın haklarını gasp edilmesine hizmet ettiğini ve izolasyon politikalarını güçlendirdiğine dikkat çekti.

Uzun Yıllardır Çözülemeyen Sorunların Arka Planı

Erin Tatar, sorunun temelinde, Rum tarafının Kıbrıs Türklerini yok sayan ve onları küçük bir azınlık olarak gören tutumunun yattığını belirtti. Ayrıca, halkımızın iradesini ve egemenlik hakkını sürekli ve ısrarla reddetmelerinin, sorunun çözümünü zorlaştıran en büyük engel olduğunu ifade etti.

AB’nin 500 milyonluk nüfusu içinde küçük bir paya sahip olan Rum kesimi, egemen eşitlik temelinde bir üyelik fırsatını kullanırken, Kıbrıs Türklerine ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı maksimalist ve izolasyonist politikalarını sürdürmektedir. Bu politikaların, bölgedeki barış ve istikrarı olumsuz etkilediğine vurgu yaptı.

Çözüm ve Geleceğe Yönelik Vizyon

Erkin Tatar, 1974’ten beri devam eden kan dökülmediğine ve toplumlararası çatışmaların yaşanmadığına dikkat çekerek, bunun temel nedeninin “mevcut iki devletli, coğrafi sınırları belirli bir sistemin fiilen yürürlükte olması” olduğunu belirtti. Bu sistemin, bölgede barış ve istikrarın temel taşı olduğunu vurguladı.

Son olarak, halkımızın yüz yılı aşkın milli özgürlük mücadelesinin son aşaması olan KKTC devletini, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle daha da güçlendireceklerine olan inancını dile getirdi ve halktan bu konuda hiçbir şüphe olmamasını istedi.

Haksız İzolasyonlara ve Engellemelere Karşı Duruş

Başta BM olmak üzere, AB’nin ilgili kurumlarına ve güneydeki muhataplarına çağrıda bulunan Tatar, “Emlak sektörüne uygulanan haksız tutuklama ve engellemeler, barış söylemleri ile çelişmektedir” diyerek, şunları ekledi:

• “Dünyanın her yerinde, özellikle emlak sektöründe, Rum kesiminin Kıbrıs Türklerine karşı yaptığı haksız uygulamaları görmesi ve bu uygulamalara karşı harekete geçmesi, halkımızın en büyük beklentisidir.”
• “AB’nin, kendi iç hukuku ve insan hakları söylemleri ile çelişen bu tutumlarından vazgeçip, adil ve eşitlikçi bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir.”

Erin Tatar, sözlerini, “Kıbrıs Türk halkının milli kimliğini, iradesini ve tarihsel haklarını her platformda savunmaya devam edeceğiz” diyerek tamamladı.