Güney Kıbrıs'taki Türk Mallarını Yarı Fiyatına Satış ve Büyük Kazançlar
Güney Kıbrıs'taki Türk mallarını yarı fiyatına satın alarak büyük kazançlar elde edin. Kapsamlı bilgiler ve fırsatlar için hemen keşfedin!

Güney Kıbrıs'ta Türk Mallarını Yarı Fiyatına Satıp Yüksek Karlar Elde Eden İnşaat Şirketleri
Son dönemlerde, Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteren bazı inşaat şirketlerinin, Kıbrıs Türk mallarını yaklaşık yarı fiyatına alıp, ardından yüksek karlar ile satmak suretiyle milyonlarca euro kazandığı haberleri gündeme bomba gibi düştü. Bu olaylar, özellikle 2004 yılında iki taraf arasındaki kara sınırlarının açılmasıyla hız kazanan mal alım-satım hareketlerinin gölgesinde gelişti.
Politis gazetesi, “Kıbrıs Türk Malları… Milyonlarca Euroluk Mega Fırsatlar” başlıklı haberinde, KKTC ile Güney Kıbrıs arasında yaşanan bu büyük mal hareketlerinin, resmi istatistiklere dahi yansımadan, adeta görünmez kılındığını vurguladı. Haberde, ilk büyük resmi incelemenin Sayıştay Başkanlığı tarafından 2015 yılında yapıldığı ve bu denetim sonucunda çok ciddi bulgulara ulaşıldığı belirtildi.
İdari Denetimler ve Hukuki Çerçeve
Rum Hukuk Dairesi’nin 10 Şubat 2006 tarihli görüş yazısına göre, Kıbrıslı Türklerin mallarını, rayiç bedeli üzerinden ve iyi niyetle devretmeleri, hukuken kabul edilebilir bir durum olarak görülüyordu. Ancak, Sayıştay’ın 2015’te sunduğu raporda, satış fiyatlarının rayiç bedelin oldukça altında olması ve satışların kısa süre zarfında yüksek fiyatlara yükseltilmesi gibi durumlar, iyi niyet unsuru olarak kabul edilmedi.
Özellikle, ilgili malların geniş alana ve yüksek değere sahip olması durumlarında, satışların şeffaf ve hukuka uygun olup olmadığı ciddi şekilde sorgulanmaya başlandı. Rum Hukuk Dairesi’nin, Sayıştay’a yaptığı açıklamada, satış fiyatı ile rayiç bedel arasındaki farkın, satış talebinin reddedilmesine neden olmadığını da belirtti.
Örneklerle Servet Edinimi ve Piyasa Şüpheleri
Gazete, Rum devlet arşivlerinden ve Sayıştay raporlarından derlediği örneklerle, bu satışların ne kadar şüpheli ve spekülatif olduğunu ortaya koydu. Örneğin, Lakadamya-Ay Paraskevi bölgesinde 9.430 metrekarelik bir Kıbrıs Türk malı, 2008 yılında rayiç değeri 1.021.000 euro iken, sadece 980.000 euroya satıldı ve kalan arsalar toplamda 1.165.300 euro karşılığında el değiştirdi.
Benzer şekilde, Ay Spiridona’daki 7.935 metrekarelik arazi, 2007 yılında rayiç değeri 541.627 euro iken, 469.865 euroya satın alındı ve 2008’de başka bir şirket tarafından 2.904.865 euroya satıldı. Bu örnekler, piyasa değerlerinin altında yapılan alışverişlerin ve ardından gerçekleşen yüksek satışların, ciddi soru işaretleri doğurduğunun göstergesidir.
Şirketlerin ve Arka Planındaki Kişilerin Kimliği
Gazete, bu alış ve satışların arkasında kimlerin olduğunu, bu işlemleri yapan şirketlerin ve onların bağlantılı kişilerinin kimler olduğunu merak ediyor. Ayrıca, bu işlemlerin kara para aklama gibi yasa dışı faaliyetlerle olası bağlantılarını sorguluyor. Bu büyük çaplı ve hızlı gerçekleşen alım-satımların, adeta gizli bir piyasa ve karanlık bir ağ tarafından yönlendirildiğine dair güçlü şüpheler söz konusu.
İlgili şirketlerin ve kişilerin kimlikleri, Rum tarafında kalan Türk mallarını alan ve daha sonra bu malları kat be kat fiyatına satanların kimler olduğu, henüz tam anlamıyla bilinmiyor. Gazete, bu konudaki araştırmaların ve soruşturmaların, özellikle bu işlemlerde suç unsuru olabilecek herhangi bir durumun olup olmadığının ortaya çıkarılması açısından kritik önemde olduğunu belirtiyor.
Kıbrıs Türk Mallarının Durumu ve Güvenlik Riskleri
Haberde ayrıca, Pile ve Dereliköy gibi bölgelerde ikamet eden, 1974’ten sonra bu topraklarda kalan ve mallarını terk etmeyen Kıbrıslı Türklerin mallarının durumu da ele alındı. Rum İçişleri Bakanlığı’nın, bu malların satış veya alış işlemlerinde, kamu güvenliğini tehdit edip etmeyeceği konusunda önceden araştırma yapma zorunluluğu getirdiği belirtildi. Bu süreçte, malların askeri tesislere yakınlığı veya güvenlik açısından risk taşıyıp taşımadığı gibi kriterler göz önüne alınıyor.
Özellikle, Rum sayıştayının, devlet arazileri ve Kıbrıslı Türklerin mallarını alım-satımını düzenleyen süreçlerde, bazı işlemlere onay verilirken, “hukuka uygunluk” ve “güvenlik” gibi unsurların göz önünde bulundurulmadığını tespit ettiği kaydedildi. Ayrıca, yetkililerin, bu işlemlerin doğru ve hukuka uygun olup olmadığını araştırmadan ve yeterli inceleme yapmadan onay verdiği de raporlar arasında yer aldı.
Gerçekleşen Alım Satımlar ve Şüpheli Fiyatlar
- Pile bölgesinde: 6.767 ve 15.588 metrekarelik iki Kıbrıs Türk arsası, sırasıyla 563.838 ve 1.135.160 euroya satıldı. Bu arsalar, rayiç değerlerinin oldukça altında gerçekleşen satışlarla dikkat çekiyor.
- Bir başka örnek: 33.111 metrekarelik arazi, rayiç değeri 4.271.504 euro iken, 2.743.160 euroya alınıp, kısa sürede 6.079.620 euroya satıldı. Bu işlemde yaklaşık 2,8 milyon euro kar elde edildi.
- Gösterilen örnekler, piyasa değerleri ile satış fiyatları arasındaki uçurumun, büyük ölçüde spekülatif ve şüpheli olduğunu ortaya koyuyor.
Rum Yönetiminin ve Satışların Kapsamı
Rum yönetimi, Kıbrıs Türk mallarını, özellikle göçmenlerin yerleşimi, sosyal maksatlar veya istimlak olmadan, kendi malı gibi satın almaya devam ediyor. Bu alımların, genellikle devletin veya ilgili şirketlerin onayıyla gerçekleştiği, ve toplamda yüz binlerce dönüm Kıbrıs Türk arazisinin, milyonlarca euro karşılığında el değiştirdiği biliniyor.
Son yıllarda, Rum yönetimi ve özel şirketler tarafından gerçekleştirilen bu satışların, özellikle 1974 sonrası dönemden itibaren büyük bir artış gösterdiği ve yüz milyonlarca euroyu bulduğu kaydediliyor. Bu süreçte, özellikle göçmenlerin barınması amacıyla, çeşitli şartlar ve anlaşmalar çerçevesinde, Türk mallarının değerinin kat kat üzerinde satışlar yapıldığı tespit edildi.
Sonuç ve Değerlendirmeler
Gazete, bu olayların, hem hukuka uygunluk hem de etik açıdan ciddi soru işaretleri yarattığını belirtiyor. Ayrıca, bu işlemlerin organize ve bağlantılı kişiler tarafından gerçekleştirildiği, kara para aklama olasılıklarının yüksek olduğu düşünülüyor. Bu nedenle, ilgili kurumların ve yetkililerin, şeffaflık ve denetim konusunda daha dikkatli olması gerektiği vurgulanıyor.
Son olarak, Kıbrıs Türk mallarını alan ve satanların kimliklerinin, işlemler sırasında gizlenmiş olmasının, suç ve yasa dışı faaliyetlerin ortaya çıkmasını engellediği, bu nedenle de adil ve şeffaf bir soruşturmanın elzem olduğu ifade ediliyor.
Tepkiniz Nedir?






