İsrail-Gazze Savaşı ve ABD'nin Planları: Yeni Sürgün Senaryoları ve Bölgesel Yansımalar

İsrail'in Gazze'deki İnsanlık Dramı ve Uluslararası Tepkiler

İsrail'in Gazze Şeridi'nde başlattığı geniş çaplı saldırılar, siviller arasında büyük bir trajediye neden olurken, bölgedeki insani kriz giderek derinleşiyor. Çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere toplam can kaybı 53.119'a ulaşırken, yaralı sayısı ise 120.214'e yükseliyor. Bu süreçte uluslararası toplum ve bölgesel aktörler, yaşananları yakından takip etmeye devam ediyor.

ABD’den Sürgün Planı İddiaları ve Resmi Açıklamalar

ABD medyasında çıkan haberlerde, Washington yönetiminin Gazze'den milyonlarca Filistinliyi Libya’ya yerleştirmeyi amaçlayan yeni bir göç ve sürgün planı üzerinde çalıştığı öne sürüldü. NBC’nin kaynaklarına dayanan bilgilerde, planın henüz kesinleşmediği ve detayların netleşmediği belirtiliyor. Ayrıca, ABD’nin Libya’ya ait milyarlarca dolarlık fonların serbest bırakılması karşılığında bu göç planını değerlendirdiği iddia ediliyor.

Ancak, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi, bu haberler hakkında herhangi bir resmi açıklama yapmadı. Yayımlanan habere ilişkin bir Bakanlık sözcüsü, "Bu tür iddialar gerçeği yansıtmıyor. Böyle bir plan şu an için tartışılmıyor, uygulanabilirliği yok ve gerçekçi olmayan spekülasyonlardır" ifadelerini kullandı.

Hamas ve Filistinli Liderlerin Tutumu

Hamas’ın üst düzey yetkililerinden Basem Naim, söz konusu iddialar hakkında herhangi bir bilgileri olmadığını belirterek, "Filistinliler vatanlarına derin bağlıdır ve sonuna kadar direniş ve mücadeleye devam edecekler. Her zaman kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptirler" dedi. Ayrıca, "Filistin halkının geleceğiyle ilgili kararlar yalnızca Filistinlilere aittir" şeklinde vurguda bulundu.

İsrail ve Libya’nın Tutumu ve Bölgesel Durum

NBC’nin haberine göre, İsrail hükümeti bu iddialar hakkında resmi bir yorumda bulunmayı reddetti. Libya’da ise iki farklı yönetim bulunuyor; BM destekli hükümet ve Hafter önderliğindeki güçler. Batı’daki hükümet ise henüz konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı. Libya’daki çatışmalı siyasi ortam ve bölünmüş yapı, böyle büyük çaplı göç planlarının uygulanabilirliğini zorlaştırıyor.

Bu Plan Gerçekçi mi? Olası Senaryolar ve Zorluklar

Libya’nın yaklaşık 7,36 milyonluk nüfusu göz önüne alındığında, NBC’ye göre, 1 milyon Filistinlinin Libya’ya yerleştirilmesi, ABD’nin 46 milyon göçmen kabul etmesine eşdeğer bir oran tutar. Ancak, ülkede halen devam eden iç savaş ortamı ve altyapı sorunları, böyle geniş çaplı bir göçün pratikte ne kadar mümkün olduğunu tartışmaya açıyor. Ulaşım konusunda ise, hava, kara ve deniz yolları kullanılabilir. Örneğin, dünyanın en büyük yolcu uçağı Airbus A380 ile 1 milyon kişinin taşınması yaklaşık 1173 uçuş gerektirir. Gazze’de havaalanı bulunmadığı için, öncelikle başka ülkelerdeki havaalanlarına nakil yapılması zorunludur. En yakın havaalanı Kahire’de yer almakta ve yaklaşık 320 km uzaklıkta. Karayoluyla taşımada ise, Gazze’den Libya’nın Bingazi şehrine yaklaşık 2100 km’lik bir mesafe bulunmaktadır.

Eski Başkan Trump’ın Hayali ve Bölgesel Planlar

Eski ABD Başkanı Donald Trump, şubat ayında yaptığı bir açıklamada, "Gazze’yi alıp, kalkındırıp Ortadoğu’nun Rivierası haline getireceğiz" sözleriyle dikkat çekmişti. Bu vizyon kapsamında, Filistinlilerin başka yerlere kalıcı olarak yerleştirilmesi gerektiğini savunmuştu. Trump, "Oraya kimse dönmemeli. İnsanların mutlu olacağı, güvenli ve güzel evlerde yaşayacağı bir yer bulmalıyız" ifadeleriyle, bölgedeki ciddi bir göç ve yeniden yerleşim planını dile getirmişti. Ancak, bu fikir hem bölgesel müttefikler hem de ABD Kongresi’nde farklı tepkilere yol açtı ve pek çok eleştiri aldı.

Alternatifler ve Suriye Değerlendirmeleri

Yetkililere göre, Trump yönetimi, Filistinlilerin başka bölgelere yerleştirilmesi konusunda Libya’nın yanı sıra Suriye’yi de değerlendirmekte. Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından yeniden şekillenen bölgesel dengeler, Washington’un bu planlar çerçevesinde yeni diplomatik girişimler yapmasına zemin hazırlıyor. Geçtiğimiz hafta, ABD’nin Suriye’ye yönelik bazı yaptırımlarını kaldırması ve Trump dönemi politikalarının yeniden gözden geçirilmesi de bu kapsamda analiz ediliyor.