KTÖS ve KTOEÖS'ten Öğretmenler Sınavı Değişiklikleriyle İlgili Güçlü Basın Açıklaması

KTÖS ve KTOEÖS'ten Öğretmenler Sınavı Değişiklikleri Hakkında Kararlı Basın Açıklaması

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Öğretmenler Sınavı (Değişiklik) Tüzüğü üzerine düzenledikleri ortak basın açıklamasıyla, Milli Eğitim Bakanlığı önünde seslerini yükseltti. Bu önemli adım, eğitim alanındaki endişe ve taleplerin kamuoyuyla paylaşılması amacıyla gerçekleşti.

Gökçebel’den Sert Eleştiriler ve Usul Vurgusu

Sendika temsilcileri adına söz alan Tahir Gökçebel, dün gerçekleştirilen Olağanüstü Teknik Kurul toplantısına katılacaklarını belirterek, ancak süreçteki usul ve üslup konusundaki rahatsızlıklarını dile getirdi. Gökçebel, “Yasa benim, istişare ise iş ola yapılır mantığı doğru değildir” diyerek, Bakanlık tarafından yapılan tek taraflı kararların ve iletişim biçiminin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Yetki ve karar alma süreçlerinin yasalar ve meşru temsilcilerin görüşleri doğrultusunda yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Gökçebel, “Bir konuyu samimiyetle çözmek isterseniz, zaman tanır, ilgili örgütlerin yönetim kurullarıyla değerlendirilir ve uygun cevaplar alınır” dedi. Ayrıca, öğretmenlerin nakil süreçlerinin başlaması gerektiğine işaret ederek, eğitim yılının sorunsuz başlaması için planlamanın acil ve doğru yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

Yasalara Uygunluk ve Toplumsal Katılımın Önemi

Gökçebel, yasa ve yönetmeliklere uygun hareket edilmesi gerektiğini, tüm işlemlerin şeffaf ve demokratik ilkeler doğrultusunda yapılmasını talep etti. “Bütün yasaları tek başına uygulayacağını iddia eden idarecilerin, hataların ve sorunların sorumluluğunu üstlenmeye hazır olması gerekir” diyerek, bu anlayışın değişmesi çağrısında bulundu. Toplumu doğru bilgilendirmeye devam edeceklerini belirten Gökçebel, eğitim alanında yaşanan sorunların çözümünde ortak hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Baybora’dan Eğitimdeki Sorunların Kaynağına İşaret

KTÖS Başkanı Mustafa Baybora ise, eğitimdeki sorunların ve krizlerin sürekli arttığını ifade ederek, Bakanlığın sorunlara çözüm üretmek adına herhangi bir plan geliştirmediğini ve mevcut sorunların çözümünü engellediğini savundu. Baybora, “Yaptığımız çalışmalar ve öneriler, Bakanlık tarafından dikkate alınmıyor” diyerek, yönetim anlayışını eleştirdi.

Baybora, “Eğitimdeki asıl sorunların çözüm yolu, yasal olarak öngörülen Eğitim Şurası’dır” diyerek, 2014 yılından beri bu şuranın neden yapılmadığını sorguladı. Bakan Çavuşoğlu’ndan, bu konuda açıklama talep eden Baybora, Eğitim Şurası’nın demokratik katılım ve tartışma platformu olduğunu, sorunların burada gündeme getirileceğini belirtti. Ancak, Bakan’ın bu duruma karşı rahatsızlık duyduğunu öne sürdü.

Mevcut Durum ve Talepler

Baybora, eğitimde planlama ve öngörü eksikliğine dikkat çekerek, mevcut yönetimin eğitimde ilerleme sağlayamadığını ifade etti. Öğrencilerin baraka sınıflarda ders görmeye devam ettiği bir ortamda, Bakanlık ve ilgili yetkililerin önceliklerinin başörtüsü meselesi olduğunu iddia etti. Ayrıca, öğretmenlerin “antidemokratik ve keyfi” yargılamalara maruz kaldığını belirtti ve iki yıl önce Bakanlık önünde gerçekleştirilen eylem sonrası açılan soruşturmaların devam ettiğine dikkat çekti.

Baybora, özellikle kadın öğretmenlere yönelik taciz olaylarına ilişkin soruşturma eksikliğine de değinerek, “Bir ilkokul öğretmeninin para sirkatine ilişkin raporlar neden açıklanmıyor? Taciz iddialarına ilişkin soruşturmalar neden sonuçlandırılmıyor?” sorularıyla, adil ve şeffaf yargılama talebinde bulundu.

Son Söz ve Ortak Mücadele Çağrısı

Baybora, “Önce eğitim şurası yapılmalı, ardından alınan kararlar ve öneriler somut sonuçlara dönüştürülmelidir. Gerekirse her platformda görüşmeye hazırız ve sorunların çözümünü birlikte aramalıyız” diyerek, ortak mücadele ve dayanışma çağrısı yaptı.