Lefkoşa'nın Tarih Kokusu Surlariçi'nin Yok Olma Tehlikesiyle Karşı karşıya

Surlariçi'nin Hızla Yıkılan Tarihî Dokusu ve Koruma Çabaları

Turizm sektöründe faaliyet gösteren Duygu Zengin, Lefkoşa'nın kalbinde yer alan ve tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Surlariçi bölgesinin hızla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Zengin, yaptığı sosyal medya paylaşımında, bölgenin sadece fiziksel yapısının değil, aynı zamanda içindeki sosyal ve kültürel zenginliğin de kaybolmak üzere olduğunu dikkat çekti.

Adresini Lefkoşa’nın tarihi surlarının içine alan bu eşsiz bölge, yüzyıllar boyunca farklı kültürlerin izlerini taşıyan taş sokakları, eski hanları, camileri, kiliseleri ve avluları ile geçmişin ruhunu canlı tutuyor. Ancak, günümüzde bu değerlerin yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunu görmek üzücü ve endişe verici. Zengin, paylaşımında şöyle dedi:

"Lefkoşa’nın kalbinde, surların içindeki bu kadim bölge, sadece taş ve duvarlardan ibaret değil; yaşamın, kültürün ve kimliğin ta kendisidir. Bu bölgenin yok oluşunu durdurmak, sadece yapıların değil, o yapıların içindeki yaşamın ve belleğin de korunmasıyla mümkün olur."

Yapılan uyarılar ve çağrıların dikkate alınması gerektiğine işaret eden Zengin, bölgenin sadece turistik açıdan değil, aynı zamanda yaşayan insanların ve esnafın sürdürülebilir yaşam alanı olması gerektiğinin altını çizdi.

Surlariçi’ndeki harabe hale gelmiş yapılar, ilgisizlik ve ihmalkarlığın sembolü haline gelmiştir. Bu durum, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda kültürel bir kayıp anlamına geliyor. Zengin, bu konuda şunları söyledi:

"Tarihimizin bu önemli parçası, bizim kimliğimizdir ve onu korumak, gelecek nesillere aktarmak bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Bu nedenle, bütünsel, şeffaf ve katılımcı şehir planlama politikalarıyla Surlariçi’ni yeniden canlandırmalı ve değerli kılmalıyız."

Geleceğe taşımak için geç kalınmış sayılmaz; ancak, bu sadece bilinçli ve sürdürülebilir adımlar atılarak başarılabilir. Surlariçi’nin yaşanabilir ve korunaklı hale gelmesi, bölge halkının, sanatçıların ve küçük esnafın aktif katılımıyla mümkün olacaktır. Bu tarihi bölgenin yok olmasına izin vermemek, ortak sorumluluğumuzdur. Unutmayalım ki, bu bölge bizim tarihimizin ve kültürel mirasımızın en değerli hazinelerinden biridir. Lütfen, bu kıymetli mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak için el birliğiyle çalışalım."