Velayet ve İftira Vakası: Adaletsizliğin Derin İzleri
Velayet ve iftira vakasıyla ilgili adaletsizliklerin derin izlerini inceleyen bu içerik, hak ve adalet mücadelesini anlatıyor. Detaylar için okuyun.

Velayet Mücadelesinde Çocuk ve Ailelerin Sıkıntıları
Bir anne, çocuğunun velayetini almak için ortaya attığı iddialar arasında “taciz”, “tecavüz” ve “çocuk istismarı” gibi suçlamalar bulunuyor. Ancak, bu suçlamaların ardında çoğu zaman gerçeklikten uzak, bazen de kasıtlı olarak atılmış iftiralar yer alabiliyor. Ne yazık ki, böyle durumlar aileleri ve bireyleri derinden sarsıyor, hayatlarını altüst ediyor.
Adaletin Gölgesinde Uzun Yıllar
Örneğin, Kuzey Kıbrıs'ta yaşanan ve büyük yankı uyandıran bir olayda, Murat Çalış adlı baba, 8 yılını iftira nedeniyle mahkemelerde ve hapislerde geçirdi. Öz kızına yönelik cinsel istismar suçlamasıyla yargılanan bu baba, sonunda beraat etmiş ve suçsuzluğu kanıtlanmıştı. Bu süreç, ailesini ve psikolojisini derinden etkiledi; adalete güveni sarsılmış, yaşamı mahkemeler ve hapishane duvarları arasında geçmişti.
“TACİZ” ve “İFTİRA” Arasındaki İnce Çizgi
Maalesef, ülkemizde ve birçok ülkede, boşanma ve velayet davalarında "kadın beyanı esastır" ilkesiyle hareket edilirken, bu durum bazen hakikatin üzerini örtebiliyor. Özellikle, bazı anne ve kadınlar, mal paylaşımı veya velayet avantajı elde etmek amacıyla, kasıtlı olarak “taciz” veya “şiddet” gibi suçlamalara başvurabiliyorlar. Bu da, masum insanların hayatını karartıyor ve adaletin geç tecelli etmesine neden oluyor.
Psikolojik Yıkımlar ve Toplumsal Etkiler
İşte, bu süreçte “Ebeveyn Yabancılaştırılması Sendromu” gibi psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkıyor. Bir ebeveynin, çocuk üzerinde diğer ebeveyne karşı bilinçli veya bilinçsiz olarak olumsuz bir etki yaratmasıyla, çocuklar taraf tutmaya zorlanıyor. Bu durum, çocukların ruh sağlığını ciddi anlamda zedeleyerek, onların gelişimini olumsuz etkiliyor.
İstatistikler ve Güncel Durum
- 2014 yılında 1316 olan evlenme sayısı, 2023 yılına geldiğinde 1223’e geriledi.
- 2020 yılında evlenmelerin sayısı 951 ile en düşük seviyeye düştü.
- 2014’te 829 olan boşanma sayısı, 2023 yılında 1148’e yükseldi.
Boşanma oranlarındaki artış, beraberinde mal paylaşımı ve çocuk velayeti savaşlarını da artırıyor. Bu mücadeleler, bazen aldatma, kıskançlık ve intikam duygularıyla da iç içe geçiyor. Bu ortamda, iftira veya suçlamalar da sıkça gündeme geliyor.
Polis ve Adli Sistemde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Polis ve yargı makamlarının, özellikle “Kadın beyanı esastır” ilkesi çerçevesinde hareket ederken, suçlamaların gerçekliğini detaylı ve tarafsız bir şekilde araştırması büyük önem taşıyor. Birçok olayda, mağdurların ve suçlamada bulunanların durumu titizlikle incelenmeli; tek taraflı ifadelerle masum insanlar tutuklanmamalı ve toplum önüne çıkarılmamalıdır.
Adalet ve Ceza Sistemine Düşen Sorumluluk
İftira atan kişiler, suçlamalarının sonuçlarına katlanmalı ve en ağır şekilde cezalandırılmalı. Eğer, suçlamaların yetersiz delil nedeniyle reddedilmesi gerekiyorsa, bu durum kamuoyuna açık ve şeffaf bir biçimde anlatılmalı. Sistem, yalan ve delilsiz suçlamaları teşvik etmemeli, adaletin ve hakların korunması için kararlı adımlar atılmalı.
Çocuklar ve Aileler İçin Gerçek Duyarlılık
Çocukları, savaş ve çatışma aracına dönüştüren ebeveynler, aslında en büyük zararı kendilerine ve çocuklara veriyorlar. Psikolojik travmalar, güven kaybı ve gelecekte oluşacak sorunlar, bu çocuklar üzerinde uzun vadeli izler bırakıyor. Bu nedenle, çocukların ruh sağlığı ve güvenliği her şeyden önce gelmeli; onların masumiyetini korumak, toplumun en büyük sorumluluğu olmalı.
Tepkiniz Nedir?






